TR EN
TR EN
Belgeli Tür 505
Fotoğraflar 92806
Gözlemler 9860
Videolar 1348

FORUM

hamisami hamisami 20.08.2007 15:16:00
Bildikleriniz, gördükleriniz, duyduklarınız ve okuduklarınız.

Peşinen teşekkürler.


denizbora denizbora 28.02.2017 15:40:00

BİR HİKAYE / Bir Sonbahar Akşamı - Sait Faik Abasıyanık 2 Ağustos 2010, 20:24 Nedir bu kuş, bilmem ki? Sonbaharda bulutlar turunç renklidir. Sonbaharda yapraklar konuşur. Lodoslu İstanbul denizi ne baş döndürücü şeydir! Bir lodoslu günde vapura atlayıp her ipin, her madenin ıslık çaldığı bir vapurda Adalara gidip gelirim. Akşamüstü bazen Köprü´nün ortasında durup Sultan Selim´in arkasındaki bulutlarda kırmızı rengin oyunlarını seyrederken, bir sahra vahasında muazzam bir şehir, bir eski Bağdat, bulutlardaki deniz muharebesini seyrederdim. Tramvaylar o şehri taşır, vapurlar o bulutlar şehrinin muhariplerini götürür, biz, bu hakikî şehrin sakinleri, tiyatro seyircileri gibi sessiz, âdeta geçenler bile durmuş gibi olur, seyrederiz. Minareden minareye asılı kırmızılıklar, portakala, Trabzon hurmasına benzer yemişler sarkıtan sonbahar akşamlarında ben bıldırcını hatırlarım. Hepsini, bulutlardaki eski Bağdat´ı, minarelerdeki ananasları, insanların eski elbiselerindeki şaşaayı, hamal çocuğunun çıplak ayaklarındaki renkten çizmeleri, ayyaşın etrafını saran eski şarap hâlesini, hepsini; bütün bu yalancılığı, binbir gece hikâyelerinin ancak çocukları saran rûyasını, hepsini bir tarafa bırakıp bir beli kuşaklı adamın iplere dizip meyve hevengi gibi götürdüğü bıldırcınları düşünürüm. Ben, serçeleri de, atmacaları, saka, florya, isketeleri de severim, hattâ uzak memlekete kuşlarını rûyalarımda görür, bazan şiir yazacak gibi olduğum zamanlarımda, papağan, tavuslar, cennet kuşları da görür gibi olurum. Ama bıldırcın!... Sen, bizim göklerimizin muhacir kuşu! Seni sevdiğim, sana yakın olduğum kadar, ne baharımızın müjdecisi, dostumuz, âdeta köylümüz gibi olan çamur kulubeli, çalışkan, hiç kaçmayacaklar, yanımızda gezecekler gibi oluverip de bir gün habersiz bizden kaçan kırlangıçları; ne de o kızıl gagası, muhteşem kanatları, ince uzun, sırım gibi bacaklarıyla leyleği, damlarımızda, bacalarımızda, hemen yanıbaşımızda yeri olan, hayatımıza, âdetlerimize, ocağımıza, hemen hemen bir nevi melânkolimize karışmış olan leyleği, sana tercih ederim. Bıldırcını, bir şiiri sever gibi severim. Neden olduğunu bilmeden, yahut hafif hafif, içimde bir şeyler belirerek... Hem en çok etini yediğim kuş bıldırcındır... Küçüklüğümde onun tüylerinin kokusunu, çok zaman sevdiğimiz saçlarında koklamışımdır. Onun etinin kokusunda tuhaf, şehevî bir hava buldum. Onun yağlı vücudunda topraklar, esmer, genç, arzudan yanan bir insan vücudu vardı. Sanki bir gün, sihirli bir ağız: "Kuş ol, güzel insan! Yuvarlak, esmer, buğday, kavrulmuş kestane; sütlü, ateşte, suda pişmiş mısır kokulu, yarı kadın, yarı erkek, yalnız şehvet, süt, nişasta, şekerden mamûl mahlûk! Senin bu topraktan yapılmış çirkinler kafilesinde yerin yok! Kuş ol!" dedi. Bıldırcın, böylece kuş oldu. Onu rüzgârlar getirir; yağmurlar atar, memleketimize. Etlerin en güzeliyle, kokuların en bayıltıcısıyla gelir, ışıklarımıza dökülüverir. Doğduğum şehirde bir akşam, millet sokağa dökülür. "Bıldırcın yağıyor! Bıldırcın yağıyor!" diy

abana abana 16.06.2011 14:07:00

Konu çok eskiden açılmış ama bede konu hakkında bildiklerimi yazayım.Batı Karadenizede doğup büyüdüm.



Çocukluğumdan hatırladığım ilçemizde bir çok evde algar denilen ucuda fileli yuvarlak bir çember olan uzun sırıklar bulunurdu.Bu algarlar ile Eylül ekim dönemi lüks denilen gazlı bir aydınlatma feneri ile bıldırıcın tutulmaya gidilirdi.



İlçemiz Karedenizin karşı yakasına en yakın bölge olduğundan ,karşıdan gelen bıldırıcınlar özellikle yağmurlu havalarda ilçedeki otlak alanlara düzlüklere ve sahile konarlar.



Bu yağmurlu gecelerde bıldırıcınların ve turnaların ötüşleri duyulunca,bu fenerler yakılır ve araziye çıkılır.Işığı gören bıldırıcın hareketsiz kalır bu algar ilede kuş yakalanır.



Bu gecelerde ilçenin bütün kedileride sahile akın eder ve bıldırıcın yakalar.



Son yıllarda yasklar ve denetim ile bu av azaldı.Ama hala yapıldığını biliyorum.



Hatta geçtiğimiz yıl Sinop Kastamonu arasına bir gecede çok büyük bıldırıcın sürüleri geldi ve halk yolda elleriye yakaladı.



Kıyı kesimde sadece dinlenmek için uğrayan bıldırıcın iç kesimlerde Kastamonu ovalarında yazında üreme için bulunuyor.



Denizde sandal ile açıkta dolaşırken dinlenmek için sandalımıza konan bıldırıcın ya da diğer göçmenleri bende hatırlarım.



Dediğim gibi bu bıldırıcın yakalama geleneği Karadenizde hala devam ediyor,doğu kısımlara kaydığımızda bu bıldırıcın yakalama işi Atmaca ile yapılıyor.Onun hikayesi ise apayrı....

kemal497 kemal497 16.06.2011 01:00:00

söylemeyi unuttum,bıldırcın denizi geçip gelirken o kadar yorgun oluyor ki bazı sabah denizde istavrit avlayan teknelere konabiliyorlar,bazen sahile ulaşamayıp denize konup soluklandıktan sonra tekrar havalanıyorlar,bazen de sahile yakın sulara inip yüzerek sahile çıkıyorlar...

kemal497 kemal497 16.06.2011 00:49:00

bu zavallı kuşcağız karadeniz bölgesinde eylül ekim aylarında gün doğarken yorgun argın denizin üzerinden uçarak gelirken sahilde sıralanan avcılar tarafından tüfekle avlanırlar..burun uçlarına gerilen ağlarla canlı olarak yakalanırlar..en büyük katliama ise yağmurlu gecelerde uğrarlar..lüks lambası,projektör gibi gibi güçlü ışıklarla binlercesi yakalanır ve kesilip yenir,pazarda satılır, elde kalanlar bidona konulup tuzlanır...denizi geçip gelirken bozuk havada fırtına ve yağmura yakalanırlarsa denize düşüp boğulurlar..eylül ekim aylarında dalgada sahile vuran onlarca bıldırcın ölüsü gördüm...

karapençe karapençe 28.10.2010 23:38:00

Göç zamanında k.çekmece sırtlarında bolca raslanıyorlar

sercan sercan 4.10.2007 01:48:00

Arazide görmüşlüğüm yok ama sinopta geçen hafta birisinin bir poşetin içinde yaklaşık 10-15 tane
bıldırcın taşıdığını gördüm.Kendisinin değil bir yakının vurduğunu söylemişti.

Çulluk Çulluk 22.08.2007 21:30:00

Marmara bölgesine Mart ayı ortalarında geldiklerini gözlemledim.Genelde ekin tarlalarının yüksek
otları arasında ya da gizlenebilecekleri kadar bitki olan yerlerde görülürler.Kış boyu gördüğüm
olmuştur.Ekim-Kasım aylarında toplu sürüler halinde göç ederler.Göçte yağmura yakalandıklarında ya
da yağmurun yağacağı havalarda uçmayıp havanın açmasını beklerler.Bıldırcın ağaca ya da çalıya
konmaz; yerde çok hızlı hareket edebilir.

Yeni Türler, Belgeli Tür Adedi : 505  
Copyright TRAKUS © 2008 - 2024 Türkiye'nin Anonim Kuşları: Sponsor ESİT